Kızlarpınarı Mh. Uğurlu Sk. No:3 Alara Medical Plaza, Alanya, Antalya

Burun Estetiği

Burun yeniden şekillendirilerek estetik bir görünüm kazandırmayı içeren burun estetiği ameliyatı en sık yapılan ameliyatlardan biridir. Ayrıca bazı kişiler burun estetiği için burun problemlerinin çözümüne yönelirler.

 

Deneyimli bir doktor tarafından burun ameliyatı yapmak kesinlikle mükemmel sonuçları garanti edebilir. Ameliyat öncesi ve sonrası bakım ile cerrahın ameliyat başarısı sonucun ana unsurudur. Kesin sonuç genellikle bir yıl sonra görülür, ancak bazen ancak birkaç yıl sonra görülebilir. Bu sürenin uzaması esas olarak kişisel faktörlere bağlıdır, ancak esas olarak burun ucu derisinin kalınlığına ve burun ucundan projeksiyondan sorumlu olan faktörlere bağlıdır.

 

Burun estetiği ameliyatı sadece estetik bir ameliyat değildir.

Burun işlevsel bir organdır.Nefes alma, havayı temizleme ve nemlendirme gibi işlevleri vardır. Burun estetiği ameliyatı aynı zamanda fonksiyonel özelliklere sahip bir ameliyattır. Rinoplastide hem kemik hem de kıkırdak yapı yeniden şekillendirilir, çok büyük yapılar küçültülür, eksik veya çökmüş yapılar ek doku ile genişletilir veya büyütülür. Bu arada solunum yolunu daraltan yapılar, özellikle septum deviasyonları (eğrilikler) ve septal eksiklik veya kanat sedimanları düzeltiliyor.

 

Burun birçok doku içerir. Deri ve deri altı dokusunun yanı sıra kemik, kıkırdak, kas, bağ dokusu ve astar gibi sorunlar da vardır. Burnun iç yüzünü kaplayan kırmızı-pembe nemli dokuya mukoza zarı denir. Burun boşluğunun içi, septum ve bezleri örten mukoza bazen farklıdır. Burun delikleri hizasında dışa açıklıktan yaklaşık 1 cm genişliğinde olan bölümde kıllar bulunmaktadır. Burun iskeleti, kemiğin alt yarısındaki kıkırdak dokusundan oluşur.

 

Burun yapısı karmaşıktır ve iskelet, destekleyici yapı ve yumuşak doku örtüsünden oluşur. Altta yatan çatıyı kaplayan yumuşak doku, fasya ve deri altı doku ve cildi içerir.

 

Deri ince veya kalın, açık veya koyu olabilir. Daha koyu olanlar genellikle daha kalındır ve deri altı dokusu vardır. Daha kalın cilt altta daha zor ve daha az uyumludur. Burnun farklı bölgelerinde deri kalınlığı değişiklik göstermektedir.

 

Deri ve deri altı doku, supra tipte en güçlüdür. Nazofrontal bölgeye göre daha incedir ve daha ince cilt mevcuttur. Deri ve deri altı doku, burun kemiği ile yan kıkırdağın birleştiği en ince noktalardır.

 

Burunda rinoplasti ile ilgili üç kas vardır.Bunlardan en önemlisi depresör Sept'tir.Kas hiperaktif ise yüz ifadesi sırasında önemli bir burun ucu kaybı olabilir. Bu fenomen, tabandaki medial kıkırdağın etkisinden kaynaklanmaktadır. Depresif septik adanın işlevleri sınırlıysa bu sorun önlenebilir.

 

STANDART LABORATUVAR VE RADYOLOJİK ÇALIŞMALAR

Hastanın solunum şikayeti olduğunda sinüs radyografisi veya sinüs ve burun boşluğu tomografi incelemesi yapılır. Olası septum sapmaları, türbinler ve sinüs boşlukları değerlendirilir.Hastanın solunum problemleri varsa burun içi muayene, septum ve konkalar incelenir, gerekirse rinomanometri gerekebilir. Burun yapıları, en iyi bireysel sistemle doğrudan görüntülenir. Bu aşamalardan sonra hastanın genel sağlık durumu kontrol edilir. Önceden var olan durumlar, tansiyon, şeker hastalığı, sigara ve ilaç alerjileri sorgulanır.

 

KLİNİK YAKLAŞIM

Estetik burun ameliyatının ilk prosedürü hasta ile detaylı bir görüşmedir. Yüz gelişimi tamamlandıktan sonra genellikle 18 yaşında estetik burun ameliyatı yapılmaktadır. Bazı özel durumlarda bu sınır değiştirilebilir. Önce hastanın istekleri dinlenir. Ardından burun muayenesi yapılır. Burun hava yolu ve septum muayenesinin değerlendirilmesinden sonra burun tüberositesi, kemik ve kıkırdak yapıların deformiteye katkısı katkı sağlar. Önceki vuruşların iskelet ve yumuşak dokuları değerlendirilir. Önceki operasyonlarla ilgili detaylı bilgi devralınacaktır. Burun yapısının detaylarına girmeden önce hastanın yüz hatları değerlendirilir ve burnun uyumu veya uyumsuzluğu incelenir.

 

Hasta ameliyata karar verdiğinde operasyon gereksinimleri belirlenir ve hastanın istekleri ile karşılaştırılır. Hasta taleplerini belirlemek ve operasyon planlaması yapılır.Hastanın solunum problemi varsa yapılacak tüm işlemler ve olası sonuç anlatılarak operasyon belirlenir.

 

RİNOPLASTİK CERRAHİ: CERRAHİ TEKNİK

Ameliyat sonrası oluşabilecek sekonder deformitelerin ve komplikasyonların bir ve bir yılda ve aynı cerrah tarafından düzeltilmesi en doğrusudur.

 Anestezi

Rinoplasti genel veya lokal anestezi altında yapılabilir. Genel anestezi tercih edilir ancak bazı cerrahlar sedasyon ile lokal anesteziyi tercih eder.

 

Postoperatif bakım: Erken ve geç dönemler

Hasta 5 gün izlenir.Burun deliklerinden ve retro farinksten gelen kan, arkadan kanayabilir. Bu kanama genellikle 12-24 saatten fazla sürmez. Ameliyat sonrası dönemde burun ve göz kapaklarına buz uygulanarak kanama, hematom ve ödem kontrolleri yapılır. 4-5 saat sonra aralıklı buz uygulaması yeterlidir. Başınızı dik tutmak ödemi sınırlar. İlk 36-48 saatte ödem maksimum seviyeye ulaşır ve bunun üzerine şişlik iner. Tamponlar duruma göre 12 ile 48 saat arasında tüketilir.Bu süre zarfında göz çevresindeki morluklar oluşur ve ikinci ila üçüncü haftanın sonunda geri döner. Burun ve yüz ödemi ilk 3 haftada% 60-70 ve ilk iki ayda yaklaşık% 80 oranında ortaya çıkar. Kalan ödemin çekilmesi ve burun şeklinin tamamlanması yaklaşık 1 yıl sürer. Bu süre zarfında merhemi hızlandırmak ve burnu korumak için bazen masajlar ve fizyoterapi yapılabilir. Tüm hastalar burunlarını en az 2 ay güneş ışığından korumalıdır. Burun derisinde şişlik ve hiperpigmentasyon meydana gelebilir.

 

Enfeksiyonlar rutin rinoplastide rutin antibiyotik kullanımını gerektirmez. Tamponlar yarım günden fazla kalırsa veya alloplastik materyal veya kıkırdak grefti kullanılırsa antibiyotik verilir. Hastanın kalp kapak hastalığı, yüz sivilcesi veya burun çevresinde foliküliti varsa antibiyotik kullanılır.

 

RİNOPLASTİDE OLASI ERKEN KOMPLİKASYONLAR

Sırtta şişlik, burun zarı ödemi ve burun ucu derisindeki değişiklikler erken dönemlerde oldukça yaygındır.

Burun ve göz çevresindeki morluklar ameliyat sonrası 10 ila 15 gün sürer. Birkaç aydır nadiren görülen yaygın bir komplikasyondur.

 

Ameliyattan sonraki ilk ayda burun şişmesi çok yaygındır. Bu, alerjik rinit veya vazomotor hastalığı olan hastalarda daha yaygındır.

 

Rinoplasti sonrası burun mukozasının kuruluğu çok sık ortaya çıkar. Özellikle kışın, odadaki nemin düşük olduğu veya kuru koşullarda olduğu zamanlarda bu daha yaygındır. Bu nedenle tüm hastalara operasyondan sonra nemlendirici solüsyon (serum, Steri-Mar sprey, Tonimer jel gibi fizyolojik damlalar) verilmelidir.

 

Hematomlar Postoperatif hematomlar (burun dokusuna kanama) nadirdir.

 

Rinoplasti sonrası bir enfeksiyon bazen birkaç şekilde görülebilir. En yaygın enfeksiyon şekli, mukozayı tutan deri altı doku ve vestibülittir. Bu enfeksiyon, streptokoklara karşı duyarlı antibiyotiklerle kısa sürede tedavi edilecektir.

 

Toksik şok sendromu, potansiyel olarak ölümcül bir komplikasyondur. Ameliyat sonrası dönemde yüksek ateş ve yorgunluk ile başlar. Tedavinin başlangıcında ortaya çıkan tamponlar çıkarılır. Yoğun bir IV sıvı replasmanı ve beta-laktamaz antibiyotik IV verilir.

 

Ameliyattan sonraki ilk hafta içinde greft enfeksiyonu, red veya olası bir ekstrüzyon görülebilir. Bazen ameliyattan yıllar sonra görülebilmektedir.

 

Epistaksis: Bu komplikasyon son yıllarda önemli ölçüde azalmıştır. Kanama bölgesi doğrudan görülüyorsa gümüş nitrat veya elektrokoter ile yok edilir. Pıhtı oluşumu, biyolojik olarak parçalanabilen hemostatik bir materyal içeren bir burun tamponu ile uyarılır.

 

Ameliyat sırasında mukozanın yırtılması sonucu mukoperikondriyum kusurları gelişebilir. Kırık tek taraflıysa, bu genellikle bir perforasyon kırığı bölgesi ile sonuçlanmaz. Mukokserondriyal rüptür bilateral ise septum perforasyonu meydana gelebilir. Bu ameliyat sonrası perforasyonlar burun içi nemlendirme ile tedavi edilebilir.

 

Gözyaşı sistemindeki yaralanmalar çok nadirdir. Yaralanma durumunda bu genellikle kısa sürer ve ciddi yan etkilere neden olmaz.

 

Koku hissinin değişmesi ve hatta kokuyu tamamlaması oldukça yaygındır. Burun ameliyatı ile koku bölgesi direkt olarak zarar görmez. Septumda ameliyat olma riski daha yüksektir. Mukozal ödem, burun tıkanıklığı, kan pıhtıları, ilaç reaksiyonları geçici koku kaybına neden olabilir.

 

Depresif tepki: En ciddi komplikasyon burun estetiğinin görünümünü beğenmeyen bir hastada görülür: Depresif tepki ve reddedilme. Bu problemden kaçınmak için hastanın görünüm problemi ile ilgili hastanın beklentileri ve cerrahın sonuçları iyice tartışılmalıdır. Bu sorun, bandajlar açılır açılmaz kendini gösterebilir. Sonuç başarılı olsa bile hasta arkadaşları veya cerrahları tarafından ikna edilemez. Bu hastalar kişisel imajlarının çehresini değiştirmeye hazır değiller. Bu tür hastalar psikiyatrik desteğe ihtiyaç duyar ve ameliyat öncesi aşamada tedavi edilmelidir. Bu sorunu çözmek için cerrah, hasta ve psikiyatrist birlikte çalışmalıdır. Ayrıca ameliyat sonrası her hastanın yeni bir burun şekline kavuşmasının zaman aldığı unutulmamalıdır.